Yıllardır 4 Saat Boyunca Kameraya Bakıp Gülümseyen Tuhaf YouTuber’ın Bunu Yapmasının Hiç Varsayım Edemeyeceğiniz Sebebi

Benjamin Bennett ismindeki bu adam, yıllardır sistemli olarak birebir tipte içerik yüklüyor. Yerde oturmuş bir vaziyette, 4 saati aşkın bir süre boyunca gülümseyerek kameraya bakıyor. Kulağa oldukça müthiş geliyor değil mi?

Hatta hatırlarsanız bu adam, kimilerimizin çocukluk travmasıydı ve “şeytanın oğlu” lakabıyla tanınıyordu. Haydi yıllardır süren bu gizemi birlikte çözelim.

Sadece saatlerce dümdüz oturan bu kişinin 400 bine yakın abonesi ve 30 milyondan fazla izlenmesi var.

2014’ten beri yüklenen görüntüleri dikkatli incelerseniz bazılarının ilerleyen saatlerinde Benjamin ağlıyor, hatta bazen altına idrarını yapıyor ve hiçbir şey olmamış üzere tepkisizce oturmaya ve gülümsemeye devam ediyor.

2:47:00’dan itibaren altına yaptığını görebilirsiniz.

Üstelik bir görüntüsünde meskenine hırsız bile girmeye çalıştı! Kapıyı açamayınca “Merhaba?” dedi ve gitti! Benjamin ise hareketsiz kalmaya devam etti. Tamam da neden?

2:36:38’den itibaren hırsızı görebilirsiniz.

“Performans sanatı” kavramını daha evvel duymuş muydunuz?

Performans sanatını duymadıysanız bile bilhassa Marina Abramović ve Ulay’ın performanslarından birine katiyen bir yerlerde denk gelmişsinizdir. Mesela bir performanslarında; Ulay, Çin Seddi’nin bir ucundan, Marina öbür ucundan birbirlerine yürümüşlerdi ve seyahatleri bittiğinde münasebetleri de son bulmuştu.

Performans sanatını, “Metinden bağımsız bir biçimde, ‘o an’ var olan ve tekrarı olmayan.” olarak da tanımlayabiliriz. Gaye ise izleyicinin hafızasında kalıcılık sağlamaktır. Ee, Benjamin de hafızamızda hayli kalıcılık sağlamış üzere duruyor değil mi?

Aslında Benjamin’in yaptığı “dayanıklılık sanatı” olarak geçiyor ancak ona da bir cins performans diyebiliriz.

Benjamin’in kendi dayanıklılık sanatına verdiği isim ise “Oturmak ve Gülümsemek”. Bu performans, şimdiki vakitte kalmanın ‘aşırı’ bir versiyonunu ele alıyor. Şu ana dikkat ve çağdaş hayatın suratı ile yoğunluğundan rahatsızlık duyma üzere kavramları içeriyor.

Kendisi ise yaptığı bu performansı şu biçimde ele alıyor: “Performans sanatı ve ilişkisel estetikle ilgileniyorum. Aslında benim onu nasıl değerlendirdiğim o kadar da değerli değil, izleyicinin onu nasıl değerlendirdiği daha değerli. Kategorize etmeme gerek yok. Bunun kuralcı bir şey olduğunu düşünmüyorum, ben yalnızca gördüğün şeyim. Birisi izleyebilirse sanırım anlayabilir. Anlamadıklarını düşünseler bile, anlamama olarak algıladıkları şeyin aslında hakikat anlayış olduğunu düşünüyorum.”

Peki neden gülümsüyor?

Benjamin’le yapılan röportajda neden gülümsediği sorulduğunda şayet gülümsemeseydi yalnızca bir meditasyon üzere görüneceğini ve böylelikle kimsenin izlemeyeceğini söylüyor. Ayrıyeten şu kelamları ekliyor: “Bence gülümsemek, dünyaya nasıl hitap etmek istediğimi daha âlâ yansıtıyor.”

Evine hırsız girme teşebbüsünde bulunduğunda bile konumunu bozmayıp gülümseye devam etmesinin sebebini ise: “Kalbim mecnun üzere atıyordu lakin reaksiyon vermemenin yapılacak en güzel şey olduğunu biliyordum. Bu biçimde ortaya kusursuz bir görüntü çıkacaktı.” şeklinde açıklıyor.

Benjamin’in hakikaten enteresan bir şey yaptığı kesin ancak onu artık daha uygun anlıyoruz.

Seneler evvel “şeytanın oğlu” olarak üstünden ürkütücü öyküler anlatılan bu adamın aslında kendince bir sanat icra etmeye çalıştığı aklınızın ucundan geçer miydi? Üstelik artık siz de çocukluk travmalarınızla yüzleşmiş oldunuz. :)

Benjamin’e gelen kimi komikli yorumlar: