Çorum’da 2250 Yıllık Testere Bulundu: Bugün Kullandıklarımızla Neredeyse Aynı!

Hitit Medeniyeti periyodunun başşehri olarak bilinen Hattuşa Antik Kenti‘nde değişik bir eser bulundu. Çorum’un Boğazkale ilçesinde gerçekleştirilen hafriyat çalışmaları sırasında, 2250 yıllık olduğu anlaşılan bir testere bulundu. Binlerce yıllık testere, günümüzdeki eserlere benzerliği ile dikkat çekiyor.

Hattuşa Antik Kenti, arkeologlar için bulunmaz bir nimet. Birinci sefer 1906 yılında başlayan hafriyat çalışmaları, 117 yıldır devam ediyor ve bugün bile yeni bir kalıntı çıkabiliyor. İşte 2250 yıllık testere de bunlardan biri. Buldukları testere ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Andreas Schachner, bu kadar eski bir testerenin Anadolu için bir birinci olduğunu belirtti.

2250 yıllık testere, işte bu türlü görünüyor:

Hattuşa’da devam eden hafriyat çalışmalarının bir numaralı ismi olan Prof. Dr. Andreas Schachner, testere ile ilgili olarak şöyle konuştu:

Bu testere hafriyat alanında Galat devrine ilişkin binada bulundu. Bu binanın kullanımı yaklaşık 2 bin 250 yıl öncesine tekabül ediyor. Olağanda bu periyoda ilişkin testere bulunması çok farklı bir şey. Biraz araştırma yaptık, çok fazla örneği yok. Daha sonraki Roma periyotlarına ilişkin birkaç tane örnek tespit edebildik lakin milattan evvel 3’üncü yüzyıla ilişkin bir testere en azından Anadolu’da şimdi görülmemiş.

Ayrıntılı incelediğimizde, testerenin dişlerine baktığımızda çağdaş yahut yakın çağlara kadar kullanılan araç gereçlere çok yakın olduğunu söyleyebiliriz. Demir biraz kalın ancak onun dışında bugünkülerle birebir üslupta olduğunu görüyoruz. Yani insanın işleyen bir aracı kolay kolay değiştirmediğini görüyoruz.

İç Anadolu ile Karadeniz Bölgesi’nin kesiştiği noktadayız. Ağaç işlemenin her periyotta ne kadar değerli olduğunu görüyoruz lakin bu testere yahut Hitit testeresiyle kesilen ağaçları, yapılan ağaç işlerinden günümüze kadar korunan hiçbir iz yok. Hasebiyle bu eserler sayesinde kültürlerinin yalnızca küçük bir kısmını görebiliyoruz.

Yaklaşık 20 santimetre uzunluğunda olan testerenin, aslında bir tutamaç ile kullanıldığını söyleyen bilim insanı, bu tutamacın yapısını şöyle anlattı:

Testerenin iki kenarındaki deliklerden anladığımız kadarıyla üzerinden yarım daire halinde tutamaç olduğunu düşünüyoruz. Böylelikle devrin marangozu, ahşaptan tutup hareket ettirerek testereyi kullanmış olabilir.